İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | fill something in f. | doldurmak |
Genel | fill something in f. | (kağıdı/boşlukları vb) toplamak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | fill in (for someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) yerini doldurmak | ||
Once again, I want to thank Parliament for allowing me to fill in for my colleague. Meslektaşımın yerini doldurmama izin verdiği için Parlamento'ya bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | fill someone in on something f. | birine bir konu hakkında bilgi vermek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | fill someone in (on someone or something) f. | birine (biri/bir şey hakkında) bilgi vermek | ||
Öbek Fiiller | fill someone in (on someone or something) f. | birini (biri/bir şey hakkında) bilgilendirmek | ||
Öbek Fiiller | fill in (for someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) yerine geçmek/bakmak |